16 Mayıs 2010 Pazar

*Jiyan

I
çatısız bir hayat bu jîyan
duvarların duvarların arkasında
duvar yıkmak için acemice
çatısız duvarlar ördünüz
hayatla aranıza

bir şafak penceresinden atlayıp
binlerce akşamdır giremediniz
evinizin kapısından
binlerce akşamdır
sıvalı bir duvara yaslanamadan
kaya yastık,bulut yorgan
anlamadan dünyayı
yıldızları anlattınız
tek tek tanırsınız bulut örtse de
adınızla bilir sizi her yıldız
‘çoban yıldızı’ uçurumda yoldaşınızdı

çatısız bir hayat bu jîyan
yüzlerce yıl dağlarda kalmak
vurgun yemiş yabani çiçek
kanatsız göçmen kuş gibi
kar erimez saçlarınızda
yağmur omuzlarınızda
kayalarda seker gibidir
hasret kanınızda dondurulmuş ateş
ne uyanmak sevgili öpüşüyle
ne uyumak öyle

upuzun bir uykusuzluktur dağlar
dağlar delik deşik...deliksiz uyur
yaslanıp omzunuzda

ya çekip gelin yangın hayallerinizden
ya dağları kendinizle getirin


II
kuşum ben daye
sürüngenim bulutlarda ve mahi
hem ceylan yavrusuyum
hem aslan
vurarak çocukluğumu hayallerimle
sübyan çağımda çıkarım
yaşlanır inemem

doruklardan nişan alır
hedef tahtası olurum
eteklerde kendime
kalbim vurulur
..durmaz çünkü sendedir
kalbin durur

dağlar dedim ya
dünyanın memeleri dağlar
dehşetle seviyor bizi daye
şehvetle lav emzirtiyor
sönmüş yanardağlar
yari tutuşturan
karın üşüdüğü dağlar
güneş şuracıkta oysa
yayan bir gecelik yol

kayayız burda daye,otuz,ağacız
erken açan,üşüyen çiçek
gündüz inimizde korkak
deli bir çığız gece
ne dostumuz var kucaklasak
ne kin güdecek düşmanımız
adımız neydi unuttuk
eminim sizin de bir yüzünüz vardı

geçen yüzyılda bir yıl
kimim diye çıkmıştım
şimdi penceresinden ışık sızan
perdesiz evler
beni kim diye çağırır

dağları getirin diyorsun daye
dağ oldum gelemem ki
…..

….



..

.

sönmüş yanardağlar zehirli lav emzirtir
buhar olur akmadan içimizdeki nehir


*jîyan: hayat / daye : anne

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder